Mimarların moda dünyasında ne kadar başarılı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bu anlamda akla gelen isimlerden ilki hiç şüphesiz, Gianfranco Ferré. Aslında, daha çok hazır giyim ve couture koleksiyonları ile tanıdığımız ünlü “stilist-mimar”, 1969 yılında Politecnico mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra, ilk önemli başarısını takı ve aksesuar tasarımında elde etmiş.
Foundation Ferré, geçtiğimiz haftalarda düzenlediği “Gianfranco Ferré. Under Another Light: Jewels and Ornaments” (Farklı bir açıdan Gianfranco Ferré: Takı ve Aksesuarlar) başlıklı sergi ile, tasarımcının bu bilmediğimiz yönüne ışık tutuyor.
Torino’da Ferre
12 Ekim’de Torino’da Palazzo Madama müzesinde açılan sergi, yaklaşık iki yüz adet takı -objeden oluşuyor. Her bir parça, modacının 1980 ve 2007 yılları arasındaki defilelerinden özenle seçilmiş.
Sergi alanındaki ilginç demir ve camdan oluşan minimal yapı ise, tasarımlara, hayali karanlık bir dünyadan çıkıp gelmişçesine bir güzellik atfetmek amacı ile tasarlanmış.
Lüksün DNA’sı
Serginin hedefi, ilk defa olmak üzere, stilistin takı tasarımındaki yaratıcı bakış açısının altını çizmek. Sergilenen aksesuarlar, Ferré’nin form ve materyale dair yaptığı derin araştırmaların birer yansıması. Özellikle materyal alanındaki titiz ve dikkatli çalışma, hiç şüphesiz modacının başarısını günümüze taşıyan en önemli sırlardan biri.
Sergi küratörü Francesca Alfano Miglietti’nin belirttiği üzere: “Ferré, her objeyi, konsept sistemine göre değerlendirerek, kişisel çağrışımları içinde özgür bir alan oluşturuyor. Bu nedenle aksesuarlar üzerinde, parlak taşlar, yumuşak ve pürüzsüz deniz kabukları, boyalı tahtalar, Murano camları, Retro seramikler, Swarovski kristalleri kadar, deri ve demir, bakır ve bronz gibi materyallerin, büyülü bir şekilde birbirini takip ettiğini gözlemleyebiliriz.”
Hatta modacının kendisinin de belirttiği üzere:
Aksesuarlar dahil olmak üzere, tasarım sürecimde en önemli aşamalardan biri araştırma evresi. İster değerli taşların cazibesi olsun, isterse en saf kristallerin ışıltısı, eşsiz kıymetli bir etkiden yola çıkmak benim doğamda var. Hakiki lüksün DNA’sında var olan bir durum.
Ferré şöyle devam ediyor ” Araştırma süreci benim deneysellikten aldığım içsel zevkle de uyuşuyor. Tarihsel olarak takı kültürü dışında kalan hasır, rafya, ahşap, deri, file gibi “fakir” materyalleri yada endüstriyel kültüre ait olan demir, bronz, bakır, pleksiglas, reçine yada cam yapıştırıcısı gibi materyalleri yeniden anlamlandırmayı seviyorum. Materyali bu şekilde kullanmak, lükse daha yeni ve zengin bir anlam yüklememde vazgeçilmez bir rol oynuyor. Benim için daha nüanslı ve motive edici bir yöntem”
Sergi, 12 Ekim 2017 – 19 Şubat 2018 tarihleri arasında Torino Palazzo Madama’da modaseverler ile bulusacak.