Modayı ve sanatı yazıyla ve kitaplarla buluşturan, sade yaşamayı ve tutkularından vazgeçmemeyi hayat felsefesi yapmış biri Begüm Başoğlu. İstanbul Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra Milano Istituto Europeo di Design’da Moda Tarihi eğitimi alan Begüm çevirileriyle moda sektörüne kazandırdığı akademik yayınların dışında şimdilerde bir moda tarihi kitabı yazıyor.
Moda sektöründe çalışmak istediğini ilk olarak ne zaman düşündün?
Modanın hayatımda bir yere sahip olacağını ilk lise yıllarımda hissetmiştim. Ancak hiçbir zaman tasarımcı olmak istemedim. Asıl amacım, modayı diğer tutkum olan yazıyla birleştirmek ve moda tarihi üzerine araştırma yapmaktı. Bu yüzden önce edebiyat okuyup, ardından da moda tarihi eğitimi aldım.
Okulda okuduğun alanla mesleğin ilgili mi? Değilse ortak noktaları neler?
Şu an bu alanda yaptığım işlerin temelini kitaplar, yazı ve moda tarihi oluşturuyor. Neye heyecan duyduğunu erken yaşlarda keşfetmiş şanslı insanlardan biri olduğumdan aldığım eğitimlerin hepsi bugün hala hayatımın orta yerinde duruyor.
Sence moda sektörü okuyarak mı çalışarak mı öğrenilir?
Yalnızca moda sektörü için değil tüm sektörler için eğitimin gerçekten fark yarattığına inanmakla birlikte, çalışarak tecrübe kazanmadan da pek bir anlam ifade etmediğini düşünüyorum. Ayrıca çalışarak neleri sevmediğinizi de daha kolay keşfedebilir ve yanlış yolda ilerlemekten kurtulabilirsiniz.
İlk işini bulman nasıl oldu?
Sportswear International dergisinin Milano’daki ofisinde staj yapmak için derginin genel yayın yönetmeni Klaus Hang’la irtibata geçmiştim. Kendisine bir aile dostumuz vasıtasıyla ulaştığımdan, bu imkanın torpil gibi gözükmemesi için daha fazla çalıştırıldığımı söyleyebilirim! Burada moda çekimlerinden makalelere birçok alanda tecrübe edindim ve beni her zaman yazı tarafının heyecanlandırdığından bir kez daha emin oldum.
Mesleğini birkaç kelimeyle anlatmanı istesek?
Birden fazla rolüm olduğu için sanırım önce onlardan bahsetmeliyim. Moda başta olmak üzere tüm yaratıcı endüstrilerde geniş bir koleksiyona sahip olan Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi’nin küratörlüğünü yapıyorum. Aynı zamanda Vakko Esmod’da moda tarihi dersleri veriyor, akademik moda yayınları çeviriyor ve blank-mag dergisinin editörlüğünü yapıyorum. Bir de şimdilerde bir moda tarihi kitabı üzerinde çalışıyorum. Yaptığım her işin ortak noktasında okuma ve öğrenmeye olan tutkum yatıyor.
Çalışmaya başladığın ilk yıllardan beri unutamadığın bir tavsiye var mı?
Vitali Hakko, başarının birilerine ulaşamıyorsa bir başarı olamayacağından bahsetmişti. Mümkün olduğu kadar bunu hatırlamaya çalışıyorum.
Bu sektörü bir masal ile anlatmak istesen bu masal ne olurdu?
Masallarla aram çok iyi olmadığı için öyle bir benzetme yapamayacağım ancak bu sektörün sizi heyecanlandıran tarafını bulduğunuzda gerçek anlamda mutlu edebildiğine inanıyorum. Kendi adıma, başımı yastığa koyduğumda birilerinin bu alanda daha fazla şey öğrenmesini, ilham alarak iyi bir şeyler yaratmasını sağladığımı bilmek, güzel bir his.
Moda tarihini özetlemek için üç isim seçmeni istesem bunlar kimler olurdu?
Moda tarihini özetlemek için üç isim seçmem gerekse kadınları korseden kurtararak özgürleştiren Paul Poiret, modern ve sade bakış açısıyla hazır giyimde taşları yerinden oynatan Coco Chanel ve moda tarihine getirdiği birçok ilkle Yves Saint Laurent olurdu.
Ekibine yeni bir takım arkadaşı aradığında en çok önem verdiğin özellikler neler?
Yaptığım işler daha bireysel olduğundan bir ekibim de yok. Ancak olsaydı merak ve iş disiplini en önemli iki kıstasım olurdu.
Kuratör, yazar ve çevirmen olarak moda yayıncılığında Türkiye’de nelerin eksik olduğunu düşünüyorsun?
Moda yayıncılığında özgün olamama sıkıntısı yaşadığımızı düşünüyorum. Bunun başlıca sebebi ise donanımlı moda yazarlarına sahip olmayışımız. Tabii burada bahsettiğim dergicilikten ziyade kitap dünyası.
Senin için kütüphanedeki en anlamlı yayın nedir?
Brooklyn’deki bir sahaftan bulduğumuz Diana Vreeland yazışmaları çok değerli benim için. Bir de çok önemsediğim imzalı edisyonlar var. Peter Beard, Giambattista Valli, Stephen Jones ve Carine Roitfeld gibi birçok ismin kütüphaneyi ziyaret ettiklerinde kendi kitaplarını imzalamış olmaları kütüphane için güzel bir değer.
Moda sektöründe geleceğin meslekleri sence neler olacak?
Gittikçe daha bilinçli bir tüketici grubu söz konusu olduğu için sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaların daha da değer kazanacağını düşünüyorum.
Begüm Başoğlu’nun çevirisini yaptığı ve Literatür yayınlarından çıkan moda tasarımı serisine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Vitali Hakko Kreatif Endüstriler kütüphanesi ile ilgili bilgi almak için resme tıklayın. Moda araştırmaları için bu kütüphane eşsiz bir değer sunuyor.