Avrupa ve Amerikadaki öğrenciler üniversite başvurularını tamamlarken BoF (Business of Fashion) sektörün önde gelen moda okulu eğitmenlerine moda okullarına kabul edilmek için başvuru yapan öğrencilerde neler aradıklarını sordu.
Moda eğitimi almak hiç bu kadar moda olmamıştı. Endüstrinin popülaritesi arttıkça moda ile ilgili derslere katılmak için başvuran öğrenci sayısı da her geçen gün artıyor ve rekabet git gide kızışıyor. « Bugünlerde bu derslerde yer almak için başvuran o kadar fazla insan var ki, 20 sene önce olsa kabul edeceğim insanların neredeyse üçte birini reddetmek durumunda kalıyorum. » diyor Londra’nın en prestijli okulu Central Saint Martins’in müdürü Willie Walters.
Moda eğitimi sektörü, bu artan talebi karşılamak için içlerinde ünlü enstitülerin de bulunduğu devlet okullarının yeni dersler açıp kontenjanlarını arttırmaları ile hatrı sayılır derecede büyümüş olsa da, devlet tarafından dikte edilen kotalar ve fon sıkıntıları yüzünden sektör hala oldukça kısıtlı imkanlara sahip. Bu nedenle seçilmiş bir okulda yerinizi garantilemek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Adaylar, kabul alması en zor bölümler için onbinlerce uluslararası başvuru arasından öne çıkmak zorundalar. Yine de bu kıyasıya rekabet göz önünde bulundurulduğunda röportaj yapılan tüm eğitmenler, başvuru yapan öğrencilerin istenilen kriterler doğrultusunda yeteri kadar iyi hazırlanmadıklarından şikayetçi.
Başarılı olmak için, çoğu Instagram kuşağı çocuğu olan adaylar dijital devrim gerçekleşmeden önce eğitimini tamamlamış bir jüriyi etkilemek zorundalar. Ama eğitmenlerin büyük bölümü yeni medya araçlarının, dijital yaratıcılığın ve deyim yerindeyse nevi şahsına münhasır bir tarzın göz ardı edilmekten çok teşvik edilmesi gerektiğini savunuyor.
BoF 2017 girişli öğrencileri seçecek kadroda bulunan ve bölümleri en çok başvuru alan bölüm başkanlarından tavsiyelerini paylaşmalarını istedi.
« ÇOK ÇALIŞIN, ÖZGÜN OLUN »
Willie Walters, Lisans Eğitimleri Direktörü, Central Saint Martins
Öğrencilerin gerçekten çok fazla çalıştıkların görmek istiyorum. Başvurularına ellerinden gelen herşeyi koymuş olmalılar. Başvuru sürecimizin ilk etabı 10 sayfalık online bir portfolyo hazırlamak. Bu sayfalarda adayların yarattığı orijinal şeyleri görmek istiyoruz. Özgün ve tasarım olarak göze çarpan birşeyler arıyorum. Zariflik, duyarlılık, güçlü bir çizim yeteneği ile karşılaşabilirim. Aynı zamanda biraz dağınık, dinamik, renkli ve sert köşeli ama kendinden emin ve net duruşu olan bir çalışma da olabilir. Lütfen moda dergilerinden yırttığınız sayfalarla gelmeyin çünkü sosyal medya ikonları dikkatimizi çekmiyor. Zaten hali hazırda moda sektöründe var olan bu olgunun yaratıcılığı teşvik etmekle bir bağlantısı yok. Eğer mülakata çağırılıyorsanız, bu sizinle ilgili daha çok şey öğrenmeye hevesliyiz demektir. Bu durumda baktığım 10 sayfanın aynı özenle hazırlanmış 50 sayfalık bir dosya içinden seçilmiş olduğuna inanmak isterim. Öğrencilerin bize gösterecekleri çalışmalar çok çeşitli olmalı. Önünüze gelen şeyin devamlı kendini tekrar ediyor olması çok sıkıcı. Mülakatlarda soru sorduğumuzda ise doğal cevaplar bekliyoruz. Her öğrencimizin telaffuz ve sözlü ifade becerilerinin mükemmel olması gerekmiyor. Okulumuzda karakter çeşitliliğini amaçlıyoruz. En kötüsü de görüşme boyunca gösterilen 10 sayfada tıkanıp kalmak ve konuşmayı daha ileri götürememek.
« ÇALIŞMALARINIZI SOSYAL VE POLİTİK ARAŞTIRMALARINIZA BAĞLAYIN »
Fiona Dieffenbacher, Güzel Sanatlar Moda Tasarım Bölümü Direktörü, Parsons The New School of Fashion.
Öne çıkan adaylar hem çalışmalarının karakteriyle hem de başvurularının yazılı ve akademik özellikleri ile söyleyecek özel birşeyleri olduğunu anlatmayı başaranlar oluyor. Öğrenciler sanat ve tasarım alanlarında lise yıllarından beri süre gelen tutkularını ispat ederek kendilerini gösterebilirler. Edindikleri akademik bilgiler, katıldıkları müfredat dışı aktiviteler, yaz okulları, hafta sonu programları ve ilgi alanları ile alakalı stajları bu konuda dikkat çeken noktalar. Adayların aynı zamanda toplumdaki yerlerini nasıl tanımladıkları ve bunu nasıl anlattıkları da oldukça önemli. Yeni gelen öğrenciler için yaratıcı süreçlerini ve kavramsal düşünme yeteneklerini görebileceğimiz çok yönlü bir portfolyo görmek istiyoruz.
Öğrencilerden istediğimiz yazılı belgeler ise kendilerini bize daha iyi anlatmaları ve Parsons için neden iyi bir aday olduklarını kanıtlamaları için bir şans. Onları bu fırsattan olabildiğince faydalanmaları için cesaretlendiriyoruz. Bu sayede sadece çalışmaları hakkında konuşma fırsatını değil aynı zamanda bu çalışmayı uygun ifadeler kullanarak bir konseptin içine oturtma fırsatını da buluyorlar. Bizi en çok etkileyen adaylar çalışmalarını olgun bir şekilde ve güzel bir dille etkilendikleri sosyal, ekonomik, politik, kültürel ve tarihsel olaylara bağlayarak anlatma becerisine sahip olanlar. Bahsettiğimiz bu özelliği üniversite seviyesindeki sanatçılar ve tasarımcılarda bile bulunması zor, bu nedenle yeni başvuran birinde bu ışığı görmek adayı hemen diğerlerinden ayırıyor.
« FİKİRLERİNİZİN NASIL GELİŞTİĞİNİ GÖSTERİN »
Elinor Renfrew, Moda Bölümü Dekanı, Kingston Üniversitesi
100 kişilik kontenjanımız için 1.000 başvuru alıyoruz. Adaylar kesinlikle bir temel ders almış olmalılar. Bu bizim ilk kriterimiz. Ardından online olarak filtrelemeye başlıyoruz. Bu aşamada bize gönderdikleri portfolyoları inceliyoruz, bunun ardından kimi mülakata çağıracağıma karar vermek çok da zor olmuyor. Bir adayın çizim defterine baktığınızda fikrin gelişmesine etki eden düşünme aşamasını görebilmelisiniz. Bu, ne önünüze gelen son çizimle ne de ilk karalamayla anlaşılabilir. Çalışmaları üzerinde değişiklikler yapmaları iyi – aslında hata yaptıklarını gösteren herşey önemli. Bazen onların yaratıp sonra üzerini çizdikleri bir şeyi arıyor olabiliyoruz. Böyle işler mükemmel bir özenle ve çok düz hazırlanmış bir portfolyodan daha enteresan.
Ülke dışından gelen adaylarla durum çok daha zor çünkü kabul sürecini mülakatlar olmadan yapmak zorundasınız. Normalde 350 civarı öğrenci davet ediyoruz. Tüm adayları tek tek mülakata almak için yeterli zamanımız olmadığından grup görüşmeleri düzenliyoruz ve bu sistem uzun zamandır sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Adaylarımızın nasıl göründükleriyle pek ilgilenmiyoruz. Benim için önemli olan kibar, profesyonel ve öğrenmeye açık olmaları. Ne giydiklerinin önemi yok. Bir sonraki kreatif direktör olacaklarsa birşeye bakıp taklit etmek yerine onu sıfırdan yaratmaları gerekiyor.
« SINIRLARI ZORLAYIN »
Frances Corner, Üniversite dekanı, London College of Fashion.
Öncelikle adayın başvurduğu programı çok iyi araştırmış olması gerekiyor. Ardından baktığımız kriterler; yaratıcı düşünce, iyi araştırma ve analiz kabiliyeti. Adayların onları tetikleyen ve motive eden şeyleri bulmaları, bu motivasyonu geliştirmek için en iyi programın hangisi olduğuna emin olmaları çok önemli. Portfolyolara gelince; her sayfa, her çalışma öğrenci hakkında birşeyler yansıtmalı. Çizim defterleri ve günlükler öğrencilerin bir fikri keşfederken nasıl yollar izlediklerini ve kendilerini nasıl geliştirdiklerini anlamak için çok önemli. Aradığımız şey deney yapmanın, deneme yanılma yöntemiyle birşeyler öğrenmenin önemini anladıklarını gösteren her türlü işaret. Limitlerinizi zorlamak ve kendinize meydan okumak zorundasınız. Bu en az çizim yeteneğiniz kadar önemli.
Kendine güvenen ve yeteneklerinin bilincinde olan insanlar arıyoruz. Kendine karşı dürüst olmak da bir o kadar önemli. Bunlar şimdiye kadar zaten hep dikkat edilen özelliklerdi ancak günümüzün rekabetçi ortamında daha da büyük bir önem kazandılar. Bizim onlara söylediklerimiz kadar onların da farklı bakış açıları ile bize söyledikleri ve kattıkları çok önemli. Dünya çapında öncü bir moda enstitüsü olarak kalmayı istiyorsanız bu tarz şeylere dikkat etmelisiniz.
« TUTKUNUZU GÖSTERİN »
Linda Loppa, Stratejik Direktör, Polimoda
Bizim aradığımız şey bir hayali ve fikri olan genç ve meraklı insanlar. 10-15 sene önce « En sevdiğiniz moda tasarımcısı kimdi? » sorusuna Jean Paul Gaultier veya benzeri birinin adını verirlerdi. Ancak şimdi tasarımcı isimlerini ve modanın tarihçesini bilmiyorlar. Bu çağımızın globalleşmesinin bir sonucu ve aslında büyük bir problem de değil. Çoğu aday yeterince hazırlıklı değil. Buraya, gittikleri küçük lisedeki sanat öğretmeninin düşündüğünün tam aksine, aslında hiç de iyi olmayan çizimlerle geliyorlar. Çizim yaptıklarında ışığı ve hacmi algılayabildiklerini görmek zorundayız. Bununla birlikte burada çizim yaparken kullanabilecekleri pek çok teknoloji bulunmakta. Eğer video çekerlerse bunu size gösterebilirler. Hayalleriniz ve ilham kaynaklarınız ne olursa olsun bunları bize göstermeli ve tutkulu olduğunuzu kanıtlamalısınız. Burada 150 kişi içinde yaklaşık 15 farklı milletten gelen adaylardan bahsediyoruz. Oldukça güzel ancak zorlu global bir yarışma, ayrıca bu moda eğitimine özel bir durum. Adayların dikkat etmesi gereken bir diğer konu da işlerinin var olan sisteme çok benzememesi olmalı. Bu gibi durumlarda birkaç sene içinde yanıldığınızı anlıyorsunuz.
« GELECEK NESİL İÇİN MODAYI BAŞTAN YARATIN »
Jennifer Minniti, Moda bölümü başkanı, Pratt Institute
Hassas şekilde düşünebilen, tasarımı kökten kavramış ve konulara zengin bir hayal gücü ile yaklaşabilen öğrenciler arıyoruz. Referanslarını aldığı yerler ve esin kaynakları çok açık seçik veya fazla yüzeysel ise bu kırmızı alarm demek. Genç nesil devamlı maruz kaldığı celebrity akımından ve televizyondan etkilendiğinde çok belli oluyor. Pratt’de el işçiliğini (tekniği), konsepti (sadece fikirden daha fazlası) ve konteksti (sosyal kültürel ve tarihi) vurguluyoruz. Gelen portfolyolarda bunların pırıltısını görmemiz lazım ki birlikte çalışabileceğimizin kararını verebilelim. Teknik yetenekler, sadece bir konsepti keşfetmek ve anlatmak için değil aynı zamanda fikir üretmek için de yeterince değer görmüyor. Bunun hayati derecede önemli olduğunu düşünüyor ve ders programımızı oluştururken bu konulara oldukça dikkat ediyoruz. Sonuç olarak, kendi jenerasyonları için farklı bir moda sistemi düşünmekten korkmayan, güçlü ve kendine has bir yaratıcı süreç ilerletebilecek öğrenciler arıyoruz. Moda global bir olgu, kültürünüzü, değerlerinizi ve zevkinizi masaya koymaktan çekinmemelisiniz.
« MERAKLI, CESUR VE KÜLTÜRLÜ OLUN »
Leah Perez, Moda Bölümü Başkanı, Shenkar College of Engineering and Design (ISR)
Herşeyden önce başvuran öğrenciler yaratıcı olmalı. Çok meraklı, cesur ve kültürlü olmak zorundalar. Benim aradığım şey kararlı ve hırslı insanlar ama esnek bir yapıya da sahip olmalılar. İçinde bulunduğumuz endüstri oldukça global olduğundan, insanlar her duruma ve mekana ayak uydurabilir ve grup çalışmasına açık olmalı. Örneğin fotoğrafçılık konusunda istekliyseniz bir sürü fotoğraf çekin ve bana bu konuda tutkulu olduğunuzu gösterin. Çizim yapmayı seviyorsanız, bana çizim yapabilmek için bulduğunuz zamanı nasıl değerlendirdiğinizi çizim defterlerinizle gösterin. Bence adayların yaptıkları en büyük hata tasarım sürecini anlamamaları ya da bu konuya yeterince önem vermemeleri.
« BEYNİNİZİN İKİ YANINI DA KULLANIN »
Christine Walter Bonini, ESMOD Uluslararası Genel Müdürü
Global olarak rekabet devamlı artıyor ve her sene dünyanın bir sürü yerinden yüzlerce başvuru alıyoruz. Meraklı, açık fikirli ve motivasyonu yüksek insanlar arıyoruz. Burada dersler oldukça yoğun ve büyük oranda zaman, enerji ve sabır gerektiriyor. Öğrencilerin beyinlerinin her iki tarafını da kullanabilmeleri, aynı zamanda hem rasyonel düşünüp hem renkli bir hayal gücüne sahip olmaları, derslerde başarılı olmaları açısından çok önemli.
Başvuru prosedürümüz birkaç adımdan oluşuyor. Başvuru belgelerini (özgeçmiş, niyet mektubu, okul transkriptleri) dikkatle inceledikten sonra, adaylardan yaratıcı bir portfolyo hazırlamalarını talep ediyoruz. Birebir mülakatlara başlamadan önce öğrenci ile ilgili alabileceğimiz en detaylı bilgiyi alabilmek, onları daha iyi tanıyabilmek ve estetik algılarını keşfedebilmek istiyoruz. Portfolyolarında bize kişisel dünyalarını yaratıcı bir şekilde tanıtmaları gerekiyor. Tasarımcılar, kitaplar, mağazalar, filmler veya tarihi olaylar gibi onlara ilham veren şeyleri kullanabilirler. Tüm bunları nasıl bir araya getirecekleri konusunda tamamen özgürler. Bir kitap, video, çizim defteri veya kolaj sunabilirler. Öğrencilere tavsiyem; tecrübelerini, katıldıkları aktiviteleri, deneyimlerini, hayallerini, ve onlara ilham veren şeyleri anlatarak bize kendilerini en iyi şekilde tanıtmaları. Bizim gözümüzde öğrencinin yaptığı sunum ve konuya olan ilgisi, teknik bilgisinden daha önemli. Profesyonel hayatta da olduğu gibi, günlük çalışma sizi başarıya götüren en önemli etken. Listenin başında yer almak için öğrenciler günlük öğrenme ve çalışma rutinlerinden keyif almalı ve motive olabilmeliler.