Kostümleri ile Büyüleyen Filmler

Call Me By Your Name, Suspiria ve I am Love filmleriyle tanıdığımız Luca Guadagnino’nun 2019 yılında 72. Cannes Film Festivali ‘Yönetmenlerin 15 Günü’ seçkisinde yer alan Valentino markasını merkezine aldığı kısa filmi The Staggering Girl’ü mercek altına alıyoruz.

The Staggering Girl

Filmin yapımcılığını Valentino moda evinin kreatif direktörü olan Pierpaolo Piccioli üstlenirken senaryosunu Michael Mitnik yazıyor. Müziklerini Oscar ödüllü  müzisyen Ryuichi Sakamoto, görüntü yönetmenliğini ise Luca Guadagnino ile birçok kez çalışmış olan Sayombhu Mukdeeprom yapıyor.

Başrolünde Julianne Moore’un yer aldığı bu filmde ona Kyle MacLachlan, Marthe Keller, Kiki Layne, Mia Goth ve Alba Rohrwacher gibi isimler eşlik ediyor.

Film, New York’ta yazar olan Francesca’nın (Julianne Moore) hasta annesini yanına almak için Roma’ya gitmesi ile başlıyor. Filmin başlangıç  sahnesinde gördüğümüz Francesca karakterinin simsiyah kombini ve üzerine giydiği pelerin, kostümlerin özenle seçilmiş olduğu izlenimini en başında bize hissettiriyor. Anne kız ilişkisini bize zaman zaman geçmişe giderek zaman zaman ise şimdiki zamanda ifade eden Luca Guadagnino, İtalya’nın tüm güzelliğini her filminde bize hissettirdiği  gibi, bu kısa filminde de hissettiriyor.  Bizler ana karakterin geçmişine tanık oluyor iken farklı zamanlarda ve yaşlardaki değişimine de tanıklık ediyor, çağrışımlar ve anılar üzerinden bir anne kız ilişkisi izliyoruz.

Tüm bu değişimlere tanıklık ederken kostümler daha da dikkat çekici hale geliyor. Sürrealist desenler, parlak kumaşlar ve canlı renkler ile her sahnede büyüleniyorsunuz. Filmin genel olarak sakin ve soft bir renk skalası var gibi gözüksede kullanılan kostümler ile bu skala oldukça genişliyor. Mekanın pastel tonlarına pembeler ve morlar eşlik ediyor ve tasarımlar oyunculuklar ile bambaşka bir boyut kazanıyor.

Tam anlamıyla görsel şölen yaşayacağınız 35 dakikalık bu kısa filmi izlerken kendinizi bir defileye katılmış gibi hissetmeniz oldukça mümkün!  İtalya’nın tüm ruhunu hissedeceğiniz, mükemmel işlenen anne kız ilişkisine tanıklık edeceğiniz ve Luca Guadagnino’ya bir kez daha hayran kalacağınız bu filmi, modaya ilginiz var ise mutlaka izlemelisiniz.

Little Woman

Kostümleri ve konuyu işleyiş şekli ile 2019 yılının en çok konuşulan filmi olan Little Woman’ı mercek altına alıyoruz.

Louisa May’in klasikleşmiş romanı olan Little Woman, 2019 yılında beyaz perdeye tekrar uyarlandı. Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini üstlenen Greta Gerwig bu filmle beraber Oscar’da 4 dalda aday olurken En İyi Kostüm Tasarımı Oscar’ını da Sandy Powell’a aldırdı.

Başrollerini son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz ve Call Me by Your Name ile Oscar’a aday olan en genç erkek oyuncu olan Timothée Chalamet, dönem filmlerinin olmazsa olmazı, 3 Oscar adaylığı bulunan Saoirse Ronan, Midsommar ile akıllarda muhteşem bir iz bırakan Florance Pug’a,  Emma Watson, Eliza Scanlen, Laura Dern ve yaşayan en büyük kadın oyuncu olarak sayılan Meryl Streep eşlik ediyor.

Little Woman, iç savaş sonrası Amerika’da yaşamlarını sürdürmeye çalışan dört kız kardeş olan Meg, Jo, Beth ve Amy’i anlatıyor. Geçmiş ve şimdiki zaman üzerinden bizlere sunulan film Greta Gerwig’in muhteşem yorumu, zengin oyuncu kadrosu ve  kostümleri ile seyirciyi adeta büyülüyor.

 

Filmin kostüm tasarımını birden fazla Oscar adaylığı ve ödülü bulunan Sandy Powell üstleniyor. Bu zamana kadar çok kez beyaz perdeye uyarlanan Little Woman, önceki yıllardan farklı olarak bu uyarlamada her karakterin analizini bize kostümler üzerinden yaptırıyor diyebiliriz.

En büyük kardeş olan Jo, evlilik karşıtı asi bir yazar. Filmde bu karakteri genel olarak maskülen ceketler ve koyu renkler ile görüyoruz.

 

Jo’nun tam zıttı olan Amy karakterinin ise en büyük hayali, zengin bir adamla evlilik yapmak ve bir sanatçı olup Paris’e taşınmak. Amy karakterini, daha çok kabarık elbiseler, gösterişli şapkalar ve kürkler ile görüyoruz. Aynı zamanda bu karakterin küçük yaştaki halini yine Florance Pug canlandırıyor. Bunu oyuncunun ses tonu, konuşması ve tabi ki kostümleri ile hissettiriyorlar seyirciye.

 

Emma ve Beth karakterinin zarafetini ise yine pastel tonda kabarık elbiseler ile veren Powell, dönemin ruhunu bizlere yansıtırken, günümüz esintilerine de oldukça yer veriyor ve bu film ile 2019 yılında En İyi Kostüm Tasarımı Oscar’ını kazanıyor.

İlk yönetmenliğini Lady Bird ile gerçekleştirmiş olan Greta Gerwig, bu film ile yönetmenlik koltuğunda ki yeteneğini gözler önüne seriyor.

Film de her detayın ince düşünüldüğü, seyirciye birden fazla duyguyu aynı anda hissettiren, dönemin ruhunu mekan ve kostüm üzerinden seyirciye vermeyi başaran bu aile dramasını mutlaka listenize almanızı tavsiye ediyoruz.

Henüz Yorum Yok

Cevap Bırak

E-Posta adresiniz yayımlanmayacak.