Bugün moda sektörünün en çok kullanılan satış aracı olan koleksiyon katalogları ve görseller moda yaratıcılarının hayatına 19. yüzyılın sonlarında girdi. Moda fotoğrafçılığının fotoğrafın kendisi kadar eski olduğu söylense de, giysilerin ticari amaçlı ve bir kavramsal çerçeve içinde fotoğraflanıp dergi ve gazete sayfalarında yer almaya başlamaları 1900’lerin başında Fransız dergileri aracılığıyla oldu.
Birinci dünya savaşına yaklaşılan yıllarda Paris’te ünlü olan couture tasarımcıları La Mode Pratique, La Gazette du Bon Ton, Createurs de la Mode ve Vogue gibi dergilerde (1909 yılında Conde Nast tarafından satın alındı) hem salonlarının, hem de tasarımlarının resimlerini yayınlıyorlardı. Fotoğrafın yaygınlaşmasından önce el yapımı kağıt üzerine suluboya ile yapılan ilk illüstrasyonlar Paris’in öne çıkan sanatçılarının imzasını taşıyordu.
1908 yılında Paul Poiret, ünlü sanatçı Paul Iribe ile anlaşarak “Le Robes de Paul Poiret” ismini verdiği bir lüks katalog çıkardı. Bu kataloğun özelliği illüstrasyonun giysileri bir tema altında, belli bir hayat tarzı ve tasarım ideali ile yansıtmasıydı. Bu anlamda Poiret illustrasyon aracılığıyla bir dünya yaratarak koleksiyonlarını tanıtan ilk kreatör olarak tarihe geçti ve diğerlerine ilham verdi.
La Gazzette du Bon Ton, dönemin ünlü moda evlerinden (Cheruit, Doucet, Lanvin, Poiret gibi) sponsorluk desteği alıyordu. Sponsorlar her sayıda yer alıyorlardı. Bu isimlerden biri de Charles Frederick Worth‘tu. Haute Couture’ün babası olarak tanınan Worth’un tasarımları dergide sezon ve günün saatlerine göre kategorize edilmişti. İmza attığı fakat az bilinen bir çok ilkten dolayı, Worth’tan daha çok bahsetmek istiyorum.
Worth arşivleri
Victoria & Albert müzesinin 1858’de kurulan Worth moda evinden, 1956’da miras aldığı 8000 fotoğraftan oluşan 81 albüm moda tarihinde düzenli koleksiyon fotoğraflama alışkanlığının bugüne kalan en kapsamlı kanıtı. Fotoğrafların sezonlara ve giysi çeşitlerine göre gruplanmış olması bu arşivi önemli kılan en önemli unsur. Bu koleksiyonun bugün müzede yer almasını sağlayan moda tarihçisi James Laver’in anlattığına göre; Worth/Paquin (Worth ayakta kalabilmek için Paquin ile birleşmişti) moda evi iflas ettiğinde arkasında yaklaşık 20.000 çizim ve moda evinin müşterilerine ait muhasebe kayıtları bıraktı. Bunlardan müzeye geçen koleksiyonun gerektiği şekilde numaralanması, arşivlenmesi ve kutularına kaldırılması yaklaşık 26 yıl aldı.
Peki manken ve fotoğrafçıları sonsuza dek anonim kalan bu fotoğrafları bu kadar önemli kılan ne?
Fotoğraflardaki Gerçeklik
İlk katalog fotoğrafları illüstrasyonların aksine giysileri tüm gerçeklikleriyle yansıtıyorlardı. Dönemin koşulları nedeniyle, fotoğraflarda rötuş yapmak mümkün değildi, fotoğrafçılar çoğunlukla gün ışığını kullanarak çekim yapıyor ve giysileri iğne ve dikişleri ile fotoğraflıyorlardı. Bazı durumlarda bitmemiş giysiler fotoğraflanıyordu. Bugünün aksine, bir ideale hizmet etme amacı olmayan bu fotoğraflar çoğunlukla kafasız, hareketsiz ve cansız mankenler ile çekiliyordu. 1860 yılında Paris’te kurulan ve günümüzde hala sıklıkla kullanılan vitrin mankeni markası Stockman o dönemde de vardı. Arka planların düzlüğü, mankenlerin sadeliği ve aksesuar eksikliği tüm ilgiyi giysiye çekiyordu. Odak yaratıcılık ve kaliteydi.
Ticari Yaklaşım
Bugün perakendede ürün yönetiminin vazgeçilmezi olan ürün kodlarının da elbet bir tarihi var. Madeleine Vionnet, Jeanne Lanvin gibi Paris’in başlıca Haute Couture tasarımcıları da Worth gibi ürünlerini kodlamaya başlamışlardı. Bu kodlar genellikle resimlerde bir plaka üzerinde görünürdü. Worth moda evinde kodlar sadece ürünleri ayırdetmek ve sipariş almak için değil aynı zamanda fiyat hesaplamak için kullanılıyordu. Her bir rakamsal kodun sonuna konan harflerle Worth kullanılan kumaş, harcanan emek ve ürünün fiyatını belirliyordu. Fiyatlar müşteriler için görünmezdi ama satış danışmanları fiyatları kolaylıkla hesaplayabiliyordu. Bunun yanında fotoğraf albümleri o dönemde zengin Haute Couture müşterilerinin gardroplarında bulunan farklı giysileri deşifre etmemize yarıyor. Çay saati, öğle yemeği saati, akşam yemeği saati, tiyatro, resepsiyon, kokteyl, düğün derken o dönemin kadınları kesinlikle bugünkü akıllı kombinlerle gezmiyordu. Kategoriler çok fazla dolayısıyla model sayıları da oldukça fazlaydı.
Tasarım Haklarının Korunması
İlk moda fotoğrafları birden fazla amaç için kullanılıyordu. En pratik kullanımları katalog yapmak, uzaktan satış yapmak, satış sırası ve sonrasında kılavuz olarak yararlanmaktı. Bunun dışında bu görsellerin çok önemli bir amacı daha vardı: tasarımları belgelemek. Tasarım hırsızlığı ya da kopyacılık her zaman bir tehditti. Ünlü isimler tasarımlarını koruma mücadelesini hep verdiler, bunu yapmanın en etkili yolu da tasarladıkları giysileri en ince detayına kadar, isimleri ve kodları ile fotoğraflamaktı. Worth gibi önde gelen moda evleri kendi fotoğrafçılarına ve stüdyolarına sahipti. Bu da aslında arşivlerin öneminin o dönemde anlaşıldığını kanıtlıyor.
Şu anda her tasarımcı için geçmişe dönüp arşivleri karıştırmak yaratıcı sürecin bir parçası. O dönemde ise arşivlerin gelecek için çok önemli olacağı henüz herkes tarafından öngörülmemişti. Nitekim koskoca albümlere yer bulmak sıkıntı olduğu için arşivleme yapmayan moda evleri çoktu.
Bugün müzeciliğin, moda ve kostüm tarihçiliğinin aynı zamanda moda tasarımcılığının en büyük araştırma ve ilham kaynağı haline gelen eski fotoğraflar modanın toplum ve dönemleri anlamaktaki önemini ve ekonomik gücünü kanıtlayan değerler. Arşivcilik markalar için bir meslek olmuşken sokak fotoğrafçılığı da bugünün arşivleme yöntemi haline gelmişken, geçmişe dönüp tasarımın değerini anlayan ilk isimleri onurlandırmamak imkansız.
Kaynakça:
The House of Worth: Portrait of an archive – Amy De La Haye, Valerie D. Mendes